Barana Kültürüne Sahip Çıkmak

Günümüz gençliği internet kafelerde, bilgisayar, televizyon başında, diskolarda her türlü yabancı kültür tehlikesi ile karşı karşıyadır. Gittikleri yerlerde içki, uyuşturucu, sigara tehlikesi ayrıca bir sorundur. Özellikle televizyonlarda çıkan programlar küçük yaşlardan itibaren genç nesli, Türk kültüründen uzaklaştırmaktadır. Yarışma programlarında yabancı şarkıcıların taklitleri ve dansları ön plana çıkarken, Türk müziği ve halk oyunları konusunda çok az örnek görmekteyiz. Özellikle ilkokul seviyesindeki çocuklarımız bu tehlikeli kültür emperyalizminden daha fazla etkilenmektedirler.

Gittikçe yozlaşmaya başlayan kültürümüzü korumak için, biz büyüklere büyük görev düşmektedir. Gençleri ve çocuklarımızı yönlendirecek olan bizleriz. Çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren kendi kültürlerini unutmamaları için seçici olmak zorundayız. Televizyonlarda kültürümüzü tehdit eden her türlü görüntüyü değiştirmek bizim elimizdedir. Özellikle halk oyunlarını öğrenmeleri için okullarda, açılan kurslara gitmelerini teşvik etmeliyiz. Bu tip faaliyetlere katılmaları çocuklarımızın sosyalleşmelerine de katkıda bulunacaktır.

Okulda öğretmenlerimizin söylediği bir sözü hâlâ unutmadık. “Türk’ü anlamak için türkü dinlemek lazımdır. Türkülerde, Orta Asya’da koşan atların nal seslerini ve rüzgârın fısıltısını duyarsınız. Batı müziğinde ise kilise çanlarını duyarsınız.” Babalarımız, dedelerimiz türküler içerisinde büyümüşken, günümüzde batının taklit edilmesi sonucunda müziğimiz gibi kültürel değerlerimizi de unutmaya başladık. Bizleri gün geçtikçe esir alan Batı medeniyetinin tehlikesinden kurtulmak için bundan sonra kaybedecek zamanımız kalmamıştır. Eğer kendi kültürümüze sahip çıkmazsak, Türklüğümüzü ve kültürümüzü kaybederiz.

Dursunbey Folklor Araştırma Eğitim ve Turizm Derneği  (DUFAD) ilçemiz kültürünü tanıtmak için üyeleri ile fedakârca çalışmaktadır. Esnaf, memur, işçi, öğrenci ve gençlerimiz bu dernek çatısı altında hiçbir maddi karşılık beklemeden faaliyetlerini sürdürmektedirler. DUFAD, Barana kültürünün ilçemiz dışında tanınması için birçok çalışmalar yapmaktadır. Televizyon programları, festivaller ile adını Türkiye sınırları dışında da duyurmaktadır. Üyelerinin fedakârlıkları, Kaymakamlık ve Belediye’nin destekleri ile ayakta durmaya çalışıyor. Bölge halkı Barana’ya sahip çıkmazsa, Devletin sahip çıkması çok anlam ifade etmez.

Eski Türklerde töre yazılı olmayan hukuk sistemiydi ve değiştirilemezdi. Tüm eski Türk devletlerinde devam eden bu sözlü kurallar, Barana Kültürünün de temelini oluşturmaktadır. Ahilik teşkilatının esasları ile toplumda ve çalışma hayatında mükemmel bir düzen sağlanmıştır. 1964 yılına kadar Dursunbey’de polis karakolu yoktur ve suç işleme oranı çok düşüktür. Bu yıla kadar Dursunbey’in ahlaki yapısının bozulması, suçların önlenmesi Barana Kültürü ile engellenmiştir. Barana’da; edep, adap, saygı, sosyal kültür değerleri öğretilir. Barana aslında bir okuldur, eğitim yuvasıdır.

Biz Dursunbeyliler, Barana kültürünü ne kadar biliyoruz? Ne yazık ki, Dursunbey halkının çoğu Barana kültürünü bilmiyor. Bilmediği içinde, kendi ilçesinin değerlerine sahip çıkamıyor. Çevredeki insanlara sorduğumuzda sadece akıllarına Yayla Şenlikleri geliyor. Hâlbuki Barana kültürünün sadece halk oyunları olmadığının anlatılması gerekiyor. Barana Kültürünün yeterince Dursunbeylilere tanıtılamadığını düşünüyorum. Tanıtımın daha etkin yapılabilmesi için Kapalı Spor Salonu ve Kültür Merkezinde, halkımızın tamamının davet edildiği büyük programlar düzenlenmelidir.

Bu tür faaliyetler ayrıca milli ruhu canlı tutmaktadır. Milli duyguların, vatana, bayrağa, saygının azaldığı bir ortamda kültürel değerlerimize sahip çıkalım. Yoksa gelecek nesillere bir kültür mirası bırakamayacağız. Günümüzde milli kültürümüzü, vatan, din, bayrak aşkını gençlerimize de canlı tutacak her türlü çalışma; okullarımız, aileler ve sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa işbirliği ile başarılabilir.