Koltukta Değil Sahalarda

Koltukta Değil Sahalarda

28 Aralık 2021 Salı 12:48
Dursunbey Kaymakamı Rahmi BULUT koltuk yerine sahaları tercih ediyor. İlçe halkı ve esnafı ile iç içe olan ve onların dertleri ile dertlenen sorunlarına ilaç olmaya çalışan BULUT ilçe halkı tarafından da çok seviliyor.

Dursunbey Kaymakamı Rahmi BULUT genç dinamik olması yanında güler yüzü ile de kısa sürede ilçe halkının sevgisini kazandı.

Koltukta oturmaktan çok sahaları tercih eden Kaymakam BULUT, ilçe halkının sorunlarını dinliyor, ilçe esnaflarına ziyaretlerde bulunuyor ve rutin görevleri dışında elinden geldiğince duyduğu gördüğü sorunlara çare olmak için çaba harcıyor.

Esnaf ziyaretlri kapsamında Garden Mobilya ve Pionel firma sahibi Ercan BAL'a ziyarette bulunan BULUT, firmanın çalışmaları ilçe ekonomisine katkısı ve üretimi hakkında bilgi aldı.

İlçeye gelmeden önce garden mobilya ismini duyduğunu ve ürünlerini bildiğini belirten BULUT, Garden Mobilya isminin tüm Türkiye'de tanınan bir marka olduğunu ve Dursunbey adına bunun gurur verici olduğunu ifade etti.

Ayrıca yeni bir marka oluşumu olarak pionel markasını ve üretilen ürünleri çok beğendiğini ve bu güzel çalışmaların ilçede üretilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kaymakamm BULUT firma çalışanlarını tebrik etti.

Dursunbey ilçesinde 2 adet Orman İşletme Müdürlüğünün bulunması ve yıllık üretim miktarına bakıldığında Türkiye'de hatırı sayılır bir sırada olduğunu ifade eden BULUT, İlçe ekonomisne katkı sağlayan kereste sektörünün yanında katma değerli ürünlere yönelinmesinin sevindirici olduğunu söyledi.

Dursunbey Balıkesir yolu, Devlet Hastanesinde Doktor açığı vb konulara da değinilen görüşme esnasında Dursunbey Devlet Hastanesinde Dahiliye doktorlarından bir tanesinin eksik olması ve diğer doktorların yaşadığı aşırı yoğunluk, Göz doktorunun ve Ortopedi doktorunun tayini çıkması, fizik tedavi uzmanına ihtiyaç duyulması ayrıca Başhekim harici cerrah bulunmaması konularının da dile getirildiği görüşmede Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan'ın Hastanemizdeki doktor açığı için yaptığı görüşme ve girişimlere değinildi, bunun yanında kendilerininde elinden geldiğince konu ile ilgileneceğini belirtti.

Sohbet ortamında geçen görüşmenin ardından işyeri çalışanlarını ve üretim sahasını gezen Kaymakam Rahmi BULUT, diğer ziyaretleri için işyerinden ayrıldı.

 

Rahmi BULUT (Dursunbey Kaymakamı)

 

Erzincan’ın Tercan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Mercan’da tamamladı. 2014 yılında Uludağ Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. 
Memuriyet hayatına 2016 yılında Erzurum Valiliği İl Planlama Uzman Yardımcılığı ile başladı ve sırasıyla Vergi Müfettiş Yardımcılığı ve Gençlik ve Spor Uzman Yardımcılığı mesleklerinde bulundu.

9 Eylül 2017 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından açılan 106. Dönem Kaymakam Adaylığı sınavını kazandı ve 19 Mart 2018 tarihinde Erzincan Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amirliği Mesleğine intisap etti. Erzurum-Palandöken ilçesinde Kaymakam Refikliği, Erzurum-Uzundere ve Sivas-Hafik ilçelerinde Kaymakam Vekilliği görevlerinde bulundu.  2019 yılında Ürdün Üniversitesinde Altı ay süreyle Arapça eğitimi aldı.
10 Eylül 2020 tarihinde yapılan 106. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni ile Dursunbey Kaymakamlığına vekaleten atanan Kaymakamımız, 2021/153 sayılı Cumhurbaşkanlığı Atama Kararı ile 20 Mart 2021 tarihi itibariyle asaleten atanmıştır.

Kaymakamımız Evli ve bir kız çocuğu Babasıdır.



Kategori:
Bu haberde sizin de yorumunuz yayınlanabilir! Lütfen üye girişi yaparak bir yorum gönderin.
Yorum gönderebilmeniz için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Üye Girişi | Üye Ol
Toplam (0) adet yorum eklenmiştir.


Dursunbey'de 4 yıllık Üniversite İhtiyaç mı ?


Hz. Ömer hançerlendiği sabah ben ayaktaydım. O'nunla -yani Hz. Ömer'le- benim aramda sadece Abdullah İbnu Abbas (ra) vardı, iki saf arasından geçince, arada durup bakmıştı. Bir boşluk gördü ve "Safları düz tütün" dedi. Saflarda herhangi bir boşluk kalmayınca öne geçip tekbir getirerek namaza başladı, ilk rek'atte cemaat toplanıncaya kadar, muhtemelen Yusuf veya Nahi suresini veya bunlara mümasil bir süre okudu. (Rüküye gitmek üzere) tekbir getirmişti ki, hançerlendiği sırada "Köpek beni öldürdü" veya "...yedi" diye bir ses işittim. el-Ilc (mel'unu), iki ağızlı bir bıçak elinde olduğu halde (kapıya doğru) fırladı, sağında solunda kime rastladı ise hançer sapladı. O gün cemaatten tam on üç kişi yaralamıştı. Bunlardan dokuzu derhal öldü. Bir rivayete göre yedi kişi ölmüştür. Bu durumu gören Müslümanlardan biri, herifin üzerine bir bürnus attı. el-Ilc yakalandığını zannederek bıçağı kendisine saplayıp intihar etti. Hz. Ömer (ra), Abdurrahman İbnu Avf (ra)'ı tutup öne geçirdi. Ömer'in arkasındakiler de benim gördüklerimi gördüler. Mescidin yan tarafındakiler, olup biten ne idi anlayamamışlardı. Ancak onlar, "sübhanallah, sübhanallah" diyen Hz. Ömer'in sesini duyuyorlardı. Abdurrahman cemaate namazı kısa bir şekilde kıldırıp tamamlattı. Cemaat namazdan çıkınca Hz. Ömer (radıyallahu anh): "Ey İbnu Abbas, bak beni kim öldürdü!" dedi. (İbnu Abbas) bir müddet dolaşıp döndü ve: "Muğire İbnu Şu'be'nin kölesi" dedi. Hz. Ömer (ra): "Allah canını alsın. Ben ona iyilik emretmiştim" dedi ve ilave etti: "ölümümü Müslümanlardan birinin eliyle yapmayan Allah'a hamdolsun. Sen ve baban, Medine'de el-Ilc'ların (İranlı kölelerin) çoğalmasını severdiniz." (Bu söz İbnu Abbas (ra)'ya idi) çünkü en çok köle Abbas (ra)'da vardı, İbnu Abbas (ra): "Dilerseniz yapayım -yani isterseniz onların hepsini öldürelim-" dedi. Hz. Ömer (ra): "Hayır, sizin dilinizle konuşmalarından, kıblenize müteveccih namaz kılmalarından, haccmizla haccetmelerinden sonra hayır!" dedi. Sonra evine taşındı. Onunla bizde gittik. Sanki insanlara o güne kadar hiç musibet gelmemişti. Birisi: "Korkarım ölecek!" bir diğeri: "Bir şeyi yok" diyordu. Nebiz (hurma şırası) getirildi, ondan biraz içti. Bu, karnındaki yaradan geri çıktı. Sonra süt getirildi, ondan da içti. O da yarasından geri çıktı, iyice anlaşılmıştı, Ömer (ra) ölecekti. Halk gelip kendisine senada bulunuyordu. Bir genç geldi: "Ey müzminlerin emiri, Allah'ın müjdesiyle sizi müjdeliyorum. Resulullah (sav)'la sohbetiniz var, bildiğiniz gibi İslama geçmiş hizmetleriniz var. Sonra başa geçtiniz ve adaletli oldunuz ve sonunda şehadet!" dedi. Hz. Ömer (büyük bir tevazu ile): "Bütün bunların (günahlarımı karşılayabilmesini, Allah'ın huzurunda) başa baş yeterli olmasını ne kadar isterim" diye cevapladı. Genç geri dönünce, izarının yere değmekte olduğunu gördü. "Onu bana çağırın" dedi (ve gelince): "Ey kardeşimin oğlu, giysini kaldır, öyle yapman giysini daha temiz kılar, Rabbine karşı muttaki ol!" dedi. Sonra bana yönelerek: "Ey Abdullah, araştır bakalım üzerimde ne kadar borç var!" dedi. Hesapladılar, seksen altı bin dirhem kadar borcu olduğu anlaşıldı. "Ömer ailesinin malı yeterse, bunu onların malından ödeyin. Yetmezse Beni Adiyy İbnu Ka'b'ın malından iste. Onlann malı da yetmezse Kureyş'in malından iste. Kureyş'ten başkasına gitme. Bana bedel bu malı öde. Mü'minlerin annesi Aişe (ra)'ye git ve: "Ömer sana selam ediyor", de. Sakın mü'minlerin emiri deme, bugün artık ben mü'minlerin emiri değilim" De ki: "Ömer İbnu'l-Hattab iki arkadaşıyla birlikte gömülmek için senden izin istiyor." Abdullah der ki: "İzin istedim, selam verip girdim. Hz. Aişe (ra) ağlıyordu. "Ömer sana selam ediyor, iki arkadaşının yanında gömülmek için izin istiyor" dedim. Hz. Aişe: "Onu ben kendim için düşünüyordum. Fakat Ömer'i bugün kendime tercih ediyorum" cevabını verdi. Geri dönünce Ömer'e: "İşte Abdullah İbnu Ömer geldi!" denildi. Hz. Ömer (ra): "Ne haber getirdin?" dedi. "İstediğiniz oldu, Hz, Aişe izin verdi" denilince: "Elhamdülillah" dedi, "nazarımda bundan daha mühim bir şey yoktu." Ruhum kabzedilince beni oraya götürün. (Oraya varınca, Aişe'ye tekrar) selam ver ve: "Ömer izin istiyor!" de. Eğer izin verirse beni içeri alın, eğer beni reddederse, beni Müslümanların mezarlığına götürün." O sırada mü'minlerin annesi Hafsa (ra) geldi. Kadınlar onu örtüyorlardı. Onu görünce kalktık. Ömer'in yanına girdi. Yanında bir müddet ağladı. Erkekler de izin istediler. Onlar için, içerde bir yere girdi, içeriden ağlamasını işitiyorduk. "Ey mü'minlerin emiri, dediler, vasiyet et, yerine birini tayin et!" "Ben, dedi bu işe Resulullah (sav)'ın kendilerinden razı olarak öldüğü şu altı kişiden daha layık birini bilmiyorum, -ve isimlerim saydı: Ali, Osman, Zübeyr, Talha, Abdurrahman İbnu Avf ve Sa'd (ra)." devamla dedi ki: "Size Abdullah İbnu Ömer şehadet ediyor. Onun hilafet işiyle hiçbir ilgisi yok, tıpkı kendisine gelen taziye heyeti gibi. Emirlik, şayet Sa'da isabet ederse, mesele yok. Aksi halde, kim emir olursa ondan istifade etsin. Bilesiniz, ben onu aczi veya hıyaneti sebebiyle azletmedim." Ömer şunu da söyledi: "Benden sonra gelecek halifeye Ensar'ı, Muhacirin'i, bedevileri ve taşra halkını vasiyet ediyorum." Ruhu kabzedilince, onu çıkardık. Yayan (Hz. Aişe'ye kadar) geldik. Abdullah selam verip: "Ömer izin istiyor!" dedi. "Alın içeri!" dedi ve derhal içeri alındı, iki arkadaşıyla birlikte oraya kondu. Defin işinden boşalınca, hilafet hey'eti toplandı. Abdurrahman İbnu Avf (ra): "Seçimin asgari ihtilafla yürümesi için) aranızdan üç kişi seçin!" dedi. Zübeyr (ra): "Ben reyimi Ali (ra)'ye verdim" dedi. Talha (ra) da: "Ben reyimi Osman'a verdim" dedi, Sa'd (ra): "Reyimi ben de Abdurrahman İbnu Avf'a verdim" dedi. Abdurrahman (ra) (Hz. Ali ve Hz. Osman'a yönelerek): "Hanginiz bu işten (halife adaylığından) çekilir, böylece, halifemizi belirleme işini ona bırakırız. Allah ve Müslümanlar onun üzerinde murakıbtır. O da kanaatince en iyi olanı araştıracaktır" dedi. Ancak bu iki şeyh (Hz. Ali ve Hz. Osman (ra) sükut ettiler. Bunun üzerine Abdurrahman onlara: "Seçme işini bana bırakır mısınız? Allah en efdalinizi seçmem hususunda benim üzerimde murakıbdır!" dedi. O ikisi de: "Evet!" dediler. İkisinden birinin (Hz.Ali (ra)'nin elinden tuttu ve: "Senin Resulullah (sav)'a, yakınlığın, İslam'da da kıdemin, (önceliğin) var, bunu biliyorsun. Allah da üzerinde murakıbtır. Kasem ediyorum, seni seçecek olsam mutlaka adaletli olursun, Osman'ı seçecek olsam kesinlikle onu dinleyip itaat edersin." Dedi. Sonra diğerine yönelerek, ona da buna benzer sözler söyledi. Her ikisinden de imsak (yani kesin söz) aldıktan sonra: "Ey Osman kaldır elini!" dedi ve ona biat etti. Ali (ra)'de biat etti. Sonra (kapılar açıldı) Medine halkı da gelip Hz. Osman'a biat etti.

Buhari, Fedailu'l-Ashab 8, Cenaiz 96, Cihad 174, Tefsir, Haşr 5, Ahkam 43, 3

Dursunbey için namaz vakitleri. İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:
Takımlar O G B M P
1Galatasaray34303193
2Fenerbahçe34285189
3Trabzonspor341841258
4Beşiktaş351661354
5Rams Başakşehir FK341571252
6Corendon Alanyaspor3512131049
7Kasımpaşa341471349
8Çaykur Rizespor351471449
9 EMS Yapı Sivasspor3412121048
10Bitexen Antalyaspor3411121145
11Yukatel Adana Demirspor349141141
12Mondihome Kayserispor3411101340
13MKE Ankaragücü358151239
14 Yılport Samsunspor341091539
15Vavacars Karagümrük34991636
16Tümosan Konyaspor348121436
17Gaziantep34971834
18Atakaş Hatayspor347121533
19Siltaş Yapı Pendikspor34791830
20Istanbulspor AS34472316
Şampiyonlar Ligi
UEFA Kupası
Küme Düşenler
BIST
2.007,55
Dolar
13,8288
Euro
15,6364
Altın
795,6600
Copyright © 2010 Dursunbey.com - Tüm Hakları Saklıdır | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.