YALAN DÜNYA

12 Ocak 2012 Perşembe
Mustafa GÜNDOĞAN

Hem okudum, hemde yazdım, yalan dünya senden bezdim. Türk Halk Müziğinin sevilen türkülerindendir. Yıllarca da söylenir. Ama benim demek istediğim her ne kadar halk müziğimizin dizelerinden olsa da anlam bakımından değişik konulara değin- mek istedim. Okumak, yazmak ve bezmek bu üç kelime ardışık sayılar gibi peş peşe sıralandığında ilk anda mantıkla bağdaş-madığı akla gelebilir.

 

Diyoruz ki; iklimler değişti. İklimler kendiliğinden nasıl değişir. Değişimine sebep olan etkenler nelerdir.   Sonra ekonomik krizden bahsediyoruz. Kriz kendiliğinden nasıl çıkıyor? Sağlığımızı tehdit eden salgın hastalıklar, doğal afetler, savaşlar, hep kendiliğinden mi? Oluyor. Deli dana, kuş gribi, domuz gribi, AİDS, v.b. birçok hastalıklar neyin sonucunda çıkıp ta bizi tehdit ediyor.

 

Acaba dünya insanoğluna dar mı? Geliyor. Neden koskaca dünyaya sığamıyoruz. Gerçekten dünya mı? bize dar
geliyor yoksa biz mi? dünyaya fazla geliyoruz. Aslında dünyaya rakamsal olarak fazla gelen insanoğlunun cismani fazlalığı değil, bitmek tükenmek bilmeyen nefsanî arzu ve istekleridir. Bu arzu ve istekler öylesine büyük ki; insanoğlu içinde besleyip büyüt-tüğü arzu ve isteklerin esiri oluyor. Artık insanlık yararına fay-dalı  olmak yerine kendi nefsimizin kötü emelleri uğruna kendi neslimizi yok etmek için  ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyoruz.

Günlük yaşantımızda hayatımıza yön veren bir çok etken vardır. Bu etkenlerin bir kısmı bizi olumlu yönde etkilerken, bir çoğu ise olumsuz yönde etkilemektedir. İnsan ilişkilerinin samimiyet derecesi bu etmenlerin etkisinde kalmaktadır. Hepimizin hiç tereddüte mahal bırakmayacak etmenlerin başında ise
görsel ve yazılı basın gelmektedir. Bir kısmı bizi olumlu yönde etkilerken bir kısmı ise  bizi arabesk bir hayata sürüklemektedir. En basit örnek hepimizin abonesi olduğumuz televizyon dizileri
bunlara bir örnek gösterilebilir. Bazıları toplumu temel ahlaki kurallar çerçevesinde yönlendirirken, bir kısmı melenkolik bir yaşama yani kimi zaman içinden çıkılmazı güç olan bir ruh haline, bir kısmı anarşi ruhlu, bir kısmı babacan tavırlı bir ruh haline getirebiliyor. Yazıtsal eserler de aynı şekilde etkilemek-tedir.

 

Bütün bu unsurların etkisiyle yaşantımıza devam ederken 
başımıza gelen olumsuzlukları hiç düşünmeden kadere bağlıyoruz. Kaderimiz bu çekeceğiz diyerek işin kolayına kaçıyoruz. Elbette kadere inanıyoruz, ama kaderimizi değiştir-mek için elimizden gelen çabayı göstermekten kaçıyoruz.
Hayattan beklentilerimizi elde edemeyince de dünya yalan oluyor. Aslında yalan olan biz kendimiziz ama farkında değiliz yada işimize öyle geliyor. Dadaloğlu’nun dediği gibi “Yedi iklim dört köşeyi dolandım, Meğer dünya her tarafta bir imiş”

 

Mustafa GÜNDOĞAN

 

https://www.dursunbey.com/yalan-dunya-ky90.html