Ön Yargı

08 Haziran 2011 Çarşamba
Mustafa GÜNDOĞAN

Ön yargı; birisi hakkında ileri sürülen peşin hükümdür. Ön yargılı olmak veya peşin hükümlü olmak insanın genetik yapısında var olan bir karar mekanizmasıdır. Hepimiz günlük yaşantımızda çoğu kez ön yargılı davranmaktayız. Bu şekilde davranmaya zorlayan bazı sebepler olabileceği gibi  bazen de istem dışı olarak ön yargılı davranabilmekteyiz.

İnsanı önyargılı olmaya zorlayan birçok neden mevcuttur.  Fiziki durum, hal ve hareketler, geçmişte bırakılan menfi veya müspet beşeri ilişkiler bunlardan bazılarıdır. Tabi ki bu saydıklarım kişilerin bakış açısına göre  değişir. Birilerine göre menfi olan diğerine göre müspet veya tam terside olabilir. İşte bu düşünce eksenine göre de karşımızdakileri zihnimizde yargılarız.

Zihinsel olarak yaptığımız yargılama aslında bizi her zaman yanıltabilir. Çünkü gözümüzle gördüğümüz bir hareketin veya davranışın bizim kendi değer yargılarımıza şeklen ters geliyorsa ön yargımız menfi olacaktır. Örneğin erkeklerin kulaklarına toka takması kendimiz için bir menfi durum ise bu eylemi gerçekleştiren kişi hakkında ki peşin hükmümüz de menfi olmaktadır.  Ama menfi olarak ön yargıda bulunduğumuz kişi ile münasebetlerimiz ilerlediğinde bu kişi hakkındaki düşüncelerimizde müspet bir şekilde değişebilmektedir. Aslında biz başkaları için nasıl böyle bir değerlendirme yapıyorsak, bizim içinde ön yargılı olanların olması normaldir. Tasvip edilecek bir durum mu dur? Asla değildir.

Ön yargılı bir şekilde baktığımız kişinin tipi, hal ve hareketleri hoşumuza gitmeyebilir. Bizim hoşumuza gitmeyen hal ve hareketlerinden dolayı o kişinin kötü birisi olması anlamına gelmemelidir. Bana göre kötü gelen toplumun büyük bir kesimine göre normal olabilir. Bu bize ön yargılı davranma hakkını asla vermez. Ön yargılı olmanın da her hangi bir kıstası olamaz. Çünkü ön yargılı olmak etik bir kural değildir.

Bir de kişinin geçmişinde bulunduğu toplumda bırakmış olduğu izler önemlidir. Geçmişte toplumca pek beğenilmeyen hareketlerde bulunan birisine genelde pek iyi bakılmaz. Bundan sonra yapacağı her hareketi geçmişteki olumsuz eylemlerinin neticesinde toplumda bıraktığı menfi düşüncelerden dolayı hep olumsuz yönde ön yargılı bakılmaktadır.  Ya da geçmişte topluma çok büyük faydaları olmuş, hep yararlı işlerle meşgul olmuş birisi için hep güven duyulur, hiç olumsuz bir davranışı olmayacakmış gibi bakılır.  Geçmişinde hep hataları olan birisinin gelecekte de aynı hataları yapacağına hiç kimse karar veremeyeceği gibi, geçmişinde devamlı faydalı işlerle meşgul olan birisinin de gelecekte hata yapamayacağını hiç kimse garanti edemez. Burada şu aklımıza gelebilir yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır. Bu söz genelde bireyler için geçerli olabileceği gibi kurumlar içinde geçerlidir. Fakat yine hiç hata yapmayacağımız anlamına gelmemelidir.

Kişiler üzerinde ön yargılı olmak dinimize de ters bir durumdur. Hiç kimsenin zihninden geçenleri veya yapacağı eylemleri önceden kestiremeyiz. Kişilerin fiziki görünümleri, masumane tavırları, düzgün ve olgun konuşmaları o kişinin gerçek niyetini göstermez. İlk bakışta göz ve beynin ortak hükmü bu kişinin durumunu iyi yönde algılayabilir.  Ama kişinin gerçek niyetini zaman ilerledikçe değer yargılarına göre muhasebeleştirdiğimizde farklı sonuçlarda çıkabilir.

“Ön yargı; karanlık yolda araba kullanmaya benzer.” Yolun fiziki durumunu biliyorsak daha az hata yapmamızı sağlar, fakat hata yapmayacağımız anlamına gelmez. Geçmişini bildiğimiz birisi hakkında ise düşünmeden yorum yapmak belki yorumumuzun doğru çıkma yüzdesini arttırır, fakat yüzde yüz doğru yorum yapmamızı sağlamaz.

Ön yargı bazen dostlarımızla aramızda da sorunlar yaratmaktadır. Bir refleks olarak ağzımızdan gayri ihtiyari bir şekilde çıkan bir söz yıllardır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen dostlarımızla, arkadaşlarımızla aramızda onarılması güç kırgınlıklar meydana getirmektedir. Buna da “kalp kırgınlığı” denilmektedir. Kalp kırgınlığı kolay kolay tamir edilmeyen rektefelik bir araç gibidir. Onarılması güçtür. İşte onun için ağzımızdan çıkacak bir kelimenin nelere kadir olacağını iyi hesap ederek konuşmalıyız. Gerçek dostuklar zor kazanılır, güç devam ettirilir, kolay kaybedilir.

Mustafa Gündoğan

https://www.dursunbey.com/on-yargi-ky60.html