AYNI TAS AYNI HAMAM

10 Ağustos 2012 Cuma
Ercan BAL

Hatırlıyorum da çocukken rahmetli babam bizleri Balıkesir’e doktora götürürdü. O zamanlar asfalt yoktu, karayolu ile 2 saatten fazla sürede tozun dumanın içinde Balıkesir’e giderdik. Çoğunlukla yollarda mola veren araçlara rastlar bazen bizde mola vermek zorunda kalırdık. Neden mi? Çünkü karayolu o kadar bozuktu ki, insanları araba tutar mecburen yolda mola vermek zorunda kalınırdı.

İnsanlar en fazla 2 yılda bir araçlarını değiştirmek yada iyi bir bakıma sokmak zorunda kalırlardı. Düşünüyorum da ne kadar şükretsek azdır.

Dursunbey halkı her zaman şükretmesini bilmiş, az veren candan çok veren maldan diyerek, bizlere sunulan hizmetleri baş tacı etmiştir. Dursunbey halkı o kadar alçak gönüllü, o kadar mütevazı ve o kadar gururludur ki, hiçbir zaman ellere varda bize yok mu dememiş verilen ile yetinmesini bilmiştir.

Çok uzun yıllar yol ümidi ile yaşayan bizler, bir o kadarda karayolu ile Balıkesir’e gitmek için çile çektikten sonra asfalt yolumuza kavuştuk. Ne kadar şükretsek azdır.

Şimdi sağ olsun devletimiz bizleri duble yol ile onurlandırdı. Türkiye’nin dört bir yanını örümcek ağı gibi duble yollar ile ören, birçok yerde viyadükler, köprüler, tüneller, alt ve üst geçitler ile Dünyaya meydan okurcasına çalışan Hükümetimiz Dursunbey’i de unutmadı.

O unutmadı belki ama biz kendi kendimizi unutur olduk. Hizmet gelirse hoş geldi sefa geldi, gelmez ise vatan millet sağ olsun der olduk. Hiç yakınlarda Balıkesir’e gittiniz mi? Hiç yol çalışmalarını geçerken gözünüzün ucu ile de olsa fark ettiniz mi?

Ben fark ettim ve gözlerime inanamadım. Duble yol diye açtığım gözlerimi yerinden çıkarcasına patlatmak zorunda kaldım. Bazılarımız benim gibi gözlerini patlatmak zorunda kalırken galiba bazılarımızda gözlerimizi kapatıp geçiyoruz çalışma yapılan bu yoldan.

Gözümüzün önündeki Kütahya yolunun Dursunbey ayağından rahatsız olurken, şimdide duble yol diye ümitlendiğimiz Balıkesir yolunun haline bakın. Mevcut yolun genişletme çalışmasından farksız olan, virajları almaktan özellikle kaçınılan, teknoloji çağından mahrum, erik kurusu ile çocuk kandırma misali bir çalışmanın arefesindeyiz.

Buradan tüm yetkililere, sivil toplum kuruluşlarına, siyasilerimize sesleniyorum, arefeden sonra bayram geliyor. Bayram gelmeden, iş işten geçmeden bu gidişata dur diyelim, gelin birlik olalım, Dursunbey’in uzun yıllar bir daha bırakın kendini, adını bile zor duyacağı yol kelimesinin kıymetini bilelim. Balıkesir-Dursunbey sözüm ona duble yolu bu şekilde tamamlanırsa, sadece ve sadece virajları virajla genişletilmiş, dedelerimizden kalma kazma kürekle yapılmış yollardan farkı olmayacak.

Hükümetimiz nerelere ne viyadükler, ne tüneller, ne köprüler yaparken, bizim yolumuzun virajlarını dahi almaktan imtina eden bu zihniyetten Başbakanımızın ve hükümetin haberi olduğuna inanmıyorum. Gerekli yerlere yolun durumunu bildirelim, bunca masraf yapılırken erik kurusu istemediğimizi, artık meyva sularının piyasaya sürüldüğünü hatırlatalım.

Aynı tas aynı hamam olmasın. Gün birlik zamanı bir olma zamanı. Saygılarımla.

https://www.dursunbey.com/ayni-tas-ayni-hamam-ky133.html